biliyorum zor yaşamak..
belkide herşeyi anlamak..
anladıklarını anlatmak..
anlatamadıklarını anlatmaya çalışmak..
anlayamadıklarını anlamak..
biliyorum zor yaşamak..
hayatı anlamak
hayata bağlanmak..
insanlardan soyutlanmak
soyutlandığını sanarken kendini soyutlamak
soyut düşünceler içinde soyut bir alemde somut bir bedende kalmak..
biliyorum zor yaşamak..
her şeyden kaçarken bir engele çarpmak..
hissizce sarsılmak..
kendini yeniden toplamak
ve yine devam etmeye çalışmak..
kaçmak... kaçmak...
zor olanı başarmak..
biliyorum zor yaşamak..
ölüm kolay gelir insana
sabrın tükendiği yerde ölüme sığınmak..
sığındığını sanmak..
sonra soğuk topraklardan korkmak..
yine olduğun yerde kalmak
inatla yaşamak..
her gün ölürken kendi içinde
başını dimdik tutmak..
biliyorum zor yaşamak..
ama en güzel olanıda
zorlar içinde saklanbaç oynamak..
ya da oynadığını sanmak..
sanarken oynamak..
oynarken yorulmak..
yoruldukça yaşama sarılmak
biliyorum zor yaşamak...
BU ŞİİR SEVGİLİ MERVE AR.SINDIR
yıkık bir sevda bu! yıkık bir aşkın masalı sevdamın tek düze edilmiş masalıydın ben
birtek gözlerine kanardım. tek gecerdim herşeye seni. sen dokunurken bu şehre şehir
inlerdi. adımlarından anlardım gelişini halbuki adımlarının sürüldüğü o caddelerde
şimdi başkaları yürüyor ama hiç biri senin o gül yüzündeki tebessümü veremiyor yüzüme
şimdi herkes gidişini gözzlermden anlıyor.gözyaşlarım yazıyor bundan sonraki yalnız
-sensiz- kaderimi eyleme dayalı göz yaşlarım oluk oluk akıyor bir bir..
dünyanın umurundamısın sen.. halbuki ben snn dünyanın merkezi sanmıştım ve öyle
yapmıştım seni hayatımın şah damarı olarak.. sayısız sevmelerim şimdi neye yarar ya da
geride kalmış pişmanlıklarım.. yaram az bana..ben getirdiğin sonbaharları sıkıştırıp
gelen yazlarıma sığdırmıştım.. geçitsiz gelen ve düne kayan sevgini bitmez sanmıştım yanılmışım
çünkü gelmen kadar geç olmadı gitmen..!arkanda kaldım bıçak gibi keskin soğuğumla. sen yaşanmışlıklarını
biriktir ve git ben yaşanmamıslıklarımla özlerim seni yine! kin tutmaz yüzüm bilirsin ama yüreğimde
kinimle ezilmektesin.. ellerin arayacak beni zamansız biliyorum ben mart soğugunda üşürken sen mutlu
olacaksın ansızın geleceğim aklına fakat ben olmayacağım
bu kadavra aşkımın yüzüne bakmadan enkaz altında bırakıp gittin güzel yüzlü masal bakışlı kahramanımdın
sen ne çok büyütmüşüm seni gözümde ve ne cok büyüdüm gidişinle..
acıların olgunlaştırdı beni günahlarımın kefareti oldun sen temizlendim ben aşkının bitişiyle
sevdigimden habersiz dolasırken bu caddeleri kızıl nehirlerde boğulmamak için duaları can simidi yaptım
kendime.. ödenmesi gecikmiş bir senet gibi haczedilmiş kıymetli bir düş gibi adrese teslim ediyorum borcumun
bedelini... yalnızlığa gömüyorum seni..
Ben seni benim olasın diye sevmedim
ben seni sensizlikle sevdim
ben seni sen yokken sevdim
ve en çok ben sensizliğin içinde seni bulmayı
sensizken kaybolmayı kendimi senin yerine koyup aşkı oynamayı sevdim
öyle uzaktın ki bana..
öyle tuzaktın kaybolmuş yollarıma
ve öyle vazgecilmezdin ki aklıma
ben seni kalbime mühürlemek için sevdim
masumdun ya sen tabiatınla
ben seni o tabiatla kendim büyüttüğüm
için sevdim...
o tabiatta çiçeklerimi bir bir koklamayı
onları hergün sulamayı soldurmamayı
sevdim...
ben yaşamayı sevdim senin aşkının sarhoşluğuyla
ve bana vurulmuş leyla mayhoşluğuyla
dolaşmayı sevdim...
seni görünce kaçmayı en dipsiz yerlere saklanmayı
durmayı,durulmayı...
seni görünce saçmalayıp rezil olmıyım diye susmayı
sonra da sessizken kalbimin atışlarının duyulmasından
korkmayı sevdim...
seni çiçeğin toprağa bağlılığıyla sevdim
öyle tutkulu ve bir o kadar da coşkulu
seni sensiz sevmeyi sevdim
sözsüz şiirler nasılsa bende
öyleydim sensiz..
sensiz ben öyle çağresiz
ve ben seni manasız
cümleler topluluğuna isminle anlam kattığın için sevdim
sensiz cümle kurmaya çalışmayı sevdim
ben sana ulaşmayı, ulaşmaya çabalamayı sevdim
ben sensiz bir gün geçirebilirmiyim acaba diye düşünmeyi sevdim
şimdi gelsende bir anlamı yok
çünkü ben seni sensiz sevdim..
seni sevmek için sna ihtiyacım yoktu ki benim
Bırakma beni
Bırakma beni bu soğuk ve karanlık gecelerde yalnız! her türlü cilvesiyle oynaşan hayatın kucağına atma beni
bırakma beni... Hissedeyim avuclarımda avuclarının derin sıcaklığını.Duygularının kahramanlığını
ipek tenin batsın derime... Ne cümle.. ne kelime... konuşalım saatlerce,gecelerce,günlerce... bırakma beni
bıçaksı soğuklara atma beni Ellerinden kayıp gidersem uzaklara.. senden uzak o iklimlerde açarsam birgün
al yine sinene beni.. hasret kalmayayım sana,dokunuşlarına.. kokuna.. haberleştiğimiz ayı yıkamayayım
gözyaşlarımla kahretmeyelim birbirimizi bırakma beni... metrelerce uzaklardan duyulmasın hıçkırıklarım
senden uzak o şehirlerde biçare küllenmeyen ateşinle kavrulmayayım... hasret diye bir söz olmasın dudaklarımızda
ben ise gitmem senden uzağa... yüzünden bir zerre uzağı gurbet bilirim kendime... öyle özlerim ki seni
feryadıma şahit olur yıldızlar..Melekler iner yerlere öyle ağlar onlarda bu masum sevgiye.. Gidemem ki ben can.!
gidemem ben canan..! gidemem..! senin kadar hasret kalır mı bana o gittiğim şehrin semaları,kahrolası o kalabalıklar
benim kadar yanar mı? uzayan yollarda kalmaz mı bakışlarım? dünyanın şah damarı saymışken seni
her yolun sonu sana cıkıyorken yollarımı şaşırmaz mıyım ? hep diyorum ya ölüm ayırır benden seni diye..
öldürme beni can..! sarma kefenlere sensiz,nefessiz ölürüm canan..! senin yanında açar tüm çiçeklerim
sende bende açarsın can! bırakma beni... sar beni... tut ellerimi.......
|